Sayfalar

24 Aralık 2010 Cuma

Vitaminler sunum,slayt,ppt

VİTAMİNLER SUNUM (SLAYT)

vitaminler,vitamin nedir,türleri,çeşitleri,nelerde bulunur

Sunudan kısa bir kesit;

VİTAMİNLER: Hücrelerin normal metabolizması için gerekli organik maddelerdir.

Metabolizmadaki olaylarda görev alan enzimlerin önemli bir kısmını meydana getirir.Bu nedenle de
Sağlıklı büyüme ve gelişme için,
Metabolizmadaki olayların düzenli yürüyebilmesi için son derece önemli maddelerdir.

Vitaminler vücut içinde yapılmaz. Daima dışardan hazır olarak besin maddeleriyle birlikte alınırlar.

Vitaminlerin bazıları vücutta depo edilebilir. Özellikle yağda eriyenler,(A,D ve en çok da E vitamini)bazıları ise vücutta hemen hemen hiç depo edilmez.(C vitamini)

Vitaminler yağda ve suda eriyen vitaminler olmak üzere ikiye ayrılır.

Yağda eriyen vitaminler: (A,D,E VE K )
Suda eriyen vitaminler: (B kompleksi,C,H ve P vitaminleri)

Yağda eriyen vitaminler:
1.A vitamininin en önemli görevi karaciğerde görme pigmentlerinin yapısına katılmasıdır.
A vitamini eksikliğinde gece körlüğü,göz küresinde görme bozuklukları görülür.
A vitamini balık yağı,tereyağı,yumurta sarısı,süt,peynir ve havuçta bulunur.

2.D vitamini gereksiniminden az alındığında vücuttaki CA-P dengesi bozulacağından kemiklerde ve dişlerde yumuşama meydana gelir.Raşitizm bunun en görülür belirtisidir ve özellikle çocuklarda görülür.
D vitamini en çok balık yağı olmak üzere karaciğer,yumurta ve peynirde bulunur.

3.E vitamini döllenmenin ve plasentanın oluşmasında,testislerin ve yumurtalıkların gelişmesinde önemli rol oynar,kısırlığı önler.
E vitamini yeşil sebze, et,karaciğer ve en çok bitkisel yağlarda bulunur.

4.K vitamini kanın pıhtılaşmasında rol oynayan protrombinin karaciğerde oluşmasını sağlar.
K vitamini eksikliğinde kan pıhtılaşmasında gecikme veya hiç pıhtılaşmama görülür.
K vitamini yeşil bitkiler,bitkisel yağlar,,karaciğer ve yumurtada bulunur.

Suda Eriyen Vitaminler:
1.Büyük bir kısmını B kompleksleri meydana getirir.(B1,B2,B5,B6,B12)
Sinir ve kasların normal gelişme ve çalışmasını,al ve akyuvarların oluşunu sağlar.Kansızlığı önler.
Tahılların kabuklarında,mayalarda(bira mayası)taze sebze ve meyvede,taze et,süt,yumurta ve karaciğerde bulunur.

2.C vitamini bağ dokusunun oluşması için gereklidir.Yetersizliğinde kılcal kan damarları zayıflar,diş etlerinde çekilme,iltihaplanma şeklinde görülen skorbüt hastalığı kendini gösterir. C vitamini Vücudu enfeksiyonlara karşı korur.Yeşil sebze ve meyvelerde bulunur.

Vitaminler vücudu hastalıklardan koruyan,direnci artıran,taze meyve,sebze ve diğer besinlerde bulunan maddelerdir.Bitkisel besinler en iyi vitamin kaynağıdır.
Vitaminler ısı,ışık, oksijen etkisiyle bozulabilir.Bu nedenle sebze ve meyveler taze tüketilmelidir.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Sunuda geçen diğer konular: a vitamini , b vitamini , c vitamini , nelerde bulunur , nerelerde bulunur

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Vitaminler Adlı Sunumu İndir

Büyüme ve Gelişme Nelerden Etkilenir? Doğumsal Anormallikler

Büyüme ve Gelişme Nelerden Etkilenir SUNUM (SLAYT)

büyüme,gelişme,nelerden,etkilenir

Sunudan kısa bir kesit;

Sağlıklı büyüme ve gelişmeyi embriyo döneminden itibaren etkileyerek insan sağlığı üzerinde olumsuzluk yaratan etmenler genetik ya da çevresel kaynaklıdır.

Genetik Etmenlere Bağlı Anormallikler:

DOWN SENDROMU:
Down sendromu, Trizomi 21 ya da Mongolizm; genetik düzensizlik sonucu insanda fazladan bir 21. kromozomun bulunması hastalığına verilen addır.

Yıllar önce bu hastalık incelendiğinde doğan bazı çocukların farklı ırklardan olmalarına rağmen Moğollara benzediği gözlenmiştir. Üst göz kapaklarının aşırı katlanıp gözleriin çekik olmasıyla Moğollara yapay olarak benzedikleri için bu hastalığa "Mongolizim", çocuklara da (Moğollara benzeyen anlamında) "Mongoliot" denilmiştir. bu tip bebeklere "Mongol" denilmiştir. İsim, İngiliz hekim John Langdon Down tarafından 1866'da konulmuştur. Günümüzde, Asyalı bilim adamlarının baskısıyla hastalık hekimin adı olan "Down sendromu" olarak anılmaya başlamıştır.

Klinefelter sendromu:
HÜCRE BÖLÜNMESİ SIRASINDA sırasında, eşeysel kromozom düzensizliklerinden kaynaklanan semptomların hasta kişide görülmesine durumudur.

Hücre bölünmesi sırasında eşey kromozomlarından X'in ayrılmaması durumundan kaynaklanan bir sendromdur. İki tane X kromozomu taşıyan bir yumurta hücresinin normal bir sperm ile döllenmesiyle meydana gelir. Normal karyotipte 46, XY olması gereken bireyin, Klinefelter sendromunda 47, XXY şeklinde karyotipi vardır.

Bu durumdaki kişiler genellikle erkek birey olarak görülür. Uzun kol ve bacakları, kadınımsı kalça çıkıntıları ilk olarak göze çarpan özellikleridir. Testisleri küçük, kadınımsı göğüs (jinekomasti) ve kas gelişimleri vardır. Sesleri erkeklere nazaran daha incedir. Hipogonadizm görülebilir. Sakal ve bıyık gelişimleri çok az, vücut kıllanmaları kadınımsı görünümdedir. Kısır bireylerdir. Canlı erkek doğan bireylerin 500 ya da 1000'inde 1 oranla görülür.

TURNER SENDROMU:
Bir dişide eşey kromozomlarından birinin bulunmaması sonucu ortaya çıkan çeşitli semptomların tümüne verilen addır. Turner sendromluların fenotipi dişi olarak görülür fakat; eşey organları ve eşey hücreleri gelişmez. Kısır bireylerdir. Turner sendromlu bireylerde doğuştan böbrek rahatsızlıkları, kalp anomalileri, kistik higroma en çok görülen hastalıklardır. Zeka seviyeleri normalden düşük bireylerdir.

_Kısa boy
_Limfodema el ve ayaklarda şişkinlik
_Göğüs kafesi farklılığı
_Düşük saç bitişi
_Düşük kulak çizgisi
-Kısırlık
_Amenore (adet görmeme)

Yeni doğan her 2000 kız çocuğunun birinde Turner sendromu görülmektedir.

Yarık dudaklılık, Yarık damak...

Çevresel faktörlerin neden olduğu anormallikler:
Kimyasal maddeler, ilaçlar ve radyasyon gibi çevresel etkenler gelişme dönemindeki çocuklar yanında döl yatağındaki bebekler üzerinde de olumsuz etkiler yaratır.Bu etkiler sonucu bazı anormallikler ortaya çıkar.İnsan embriyosu döl yatağında çok iyi korunmakla beraber çevresel etmenler embriyo üzerinde genellikle daha fazla olumsuz etkilere neden olur.

Anne tarafından alınan bazı ilaç ve kimyasal maddeler embriyo hücrelerinin yapısını bozabilir veya bölünme hızlarını etkileyebilir.Sonuçta embriyoda hatalı organ oluşumu ortaya çıkabilir.Örneğin ; kolsuz, bacaksız ya da eksik parmaklı bebeklerin doğması genellikle bu tür çevresel etkenlere bağlı anormalliklerdir.

Bebeğin sağlıksız olarak doğmasındaki temel nedenler:

Doğum öncesinde ve gebelik döneminde meydana gelen mutasyonlar,
Yetersiz beslenme,
Hamileliğin ilk 3-4 ayında radyoaktif ışınlara maruz kalınması,
Annenin aldığı sigara,alkol ve uyuşturucular,
Virüslerin neden olduğu hastalıklar,
Hamileliğin ilk 4 ayında kızamıkçığa yakalanan kadınların çocuklarında kafa küçüklüğü,geri zekalılık ve sağırlık gibi durumlar görülebilir.

Embriyon ; annenin beslenmesinden,ruhsal durumundan, darbelerden ve aşırı zorlamalardan olumsuz
etkilenir.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Sunuda geçen diğer konular: DOĞUMSAL ANORMALLİKLER , DOWN SENDROMU , TURNER SENDROMU, YARIK DAMAK , YARIK DUDAK

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Büyüme ve Gelişme Nelerden Etkilenir Adlı Sunumu İndir

Canlılar ve Hayat ppt,slayt,sunum

CANLILAR VE HAYAT SUNUM (SLAYT)

hayat,canlılar,canlılar ve hayat,doğa,çevre,bitkiler,hayvanlar,mantarlar,mikroskobik canlılar,insanlar

Sunudan kısa bir kesit;

KONULAR:
1-BİTKİLER
2-HAYVANLAR
3-MANTARLAR
4-MİKROSKOBİK CANLILAR

CANLILAR:
Canlıların sınıflandırılması , onların incelenmesini kolaylaştırır.
Canlılara ait bilgilerin bir düzen içerisinde öğrenilmesini sağlar.

BİTKİLERİN SINIFLANDIRMASI:
Bitkiler çiçekli ve çiçeksiz bitkiler diye ikiye ayrılır.Çiçek ve tohumu bulunmayan bitkiler çiçeksiz bitkilerdir.(algler, kara yosunu,eğrelti otu)
Çiçekli bitkilerde kök,gövde, yaprak ve çiçek bulunur.

BİTKİLERi TANIYALIM:
Kök,gövde ve yapraklar tüm bitkilerde bulunur.
Kök bitkilerin toprak altında kalan bölümüdür.
Kök bitkiyi toprağa bağlar.

BİTKİ KÖKÜ:
Kökler sayesinde bitkiler sabit kalır. Kökler toprakta bulunan su ve çeşitli mineralleri alır.
Bitkinin beslenmesinde önemli rol oynar.

BESİN DEPO EDEN KÖKLER:
Yediğimiz bazı kökler besin depolama görevi de yapar. Yediğimiz havuç, patates besin depolanmış bitki kökleridir.

YAPRAK VE FOTOSENTEZ:
Bitkilerin gövde ve dallarına bağlı , genellikle yeşil renkteki yapılar YAPRAKLAR dır. Bitkiler kendi besinlerini kendileri yapar.

YAPRAK:
Yapraklar,bitkilerin beslenmesinde görev yaptığı gibi terleme ve gaz alışverişinde de rol oynar. Fotosentez için karbondioksit, gereklidir. Fotosentez sonucu oluşan oksijen gazı yine aynı şekilde yapraklardaki gözeneklerden dışarı verilir.

GÖVDE:
Gövde bitkide su ve iletimini sağlayan kısımdır. Bitkinin dik durmasını sağlar. Köklerle emilen suyu yapraklara iletir. Gövde bu özelliği ile bitkinin kök ve yaprakları arasında iki yönlü taşıma sağlayan bir yol gibidir.

ÇİÇEK:
Çiçekli bitkilerin üreme organı çiçektir. Çiçek; çanak yaprak, taç yaprak, erkek ve dişi organ olmak üzere dört bölümden meydana gelir.

HAYVANLARI SINIFLANDIRALIM:
Hayvanlar omurgalı ve omurgasız olmak üzere sınıflandırılır. Vücutlarında kemik yada kıkırdaktan yapılmış bir omurga bulunan hayvanlar omurgalı hayvanlardır. Omurgasız hayvanlarda kemik yada kıkırdaktan oluşan omurga yoktur.

OMURGALI HAYVANLARI SINIFLANDIRALIM:
Omurgalı hayvanlar ;
A-Memeliler
B-Kuşlar
C-Sürüngenler
D-Kurbağalar
E-Balıklar
Olmak üzere beş gruba ayrılırlar.

MEMELİ HAYVANLAR:
Yavrularını doğurarak dünyaya getiren ve onlara sütleri ile besleyen hayvanlar memeli hayvanlardır.

KUŞLAR:
Kuşların vücutları tüylerle örtülüdür ve kanatları vardır.Değişik özellikte çok sayıda kuş vardır.Bazıları aşağıda görülüyor.

BALIKLAR:
Balıkların vücudu pullarla örtülüdür. Solungaçları ile solunum yaparlar. Yumurta ile ürerler. Çok çeşitleri vardır.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Avni GÖKÇÜL

Sunuda geçen diğer konular: OMURGASIZ HAYVANLAR sunum , MANTARLARI TANIYALIM slayt , KÜLTÜR MANTARLARI ppt , ZEHİRLİ MANTARLAR , KÜF MANTARLARI , MAYA MANTARLARI , MİKROSKOBİK CANLILAR , MİKROSKOBİK CANLILARDAN KORUNMA , YAŞADIĞIMIZ ÇEVRE , DOĞAL ÇEVRE , BESİN ZİNCİRİ , İNSANIN ÇEVREYE ETKİSİ

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Canlılar ve Hayat Adlı Sunumu İndir

21 Aralık 2010 Salı

Canlı ve Enerji İlişkisi ppt,slayt,sunum

CANLI VE ENERJİ İLİŞKİSİ

canlılar ve enerji , enerji, canlılar , doğa , çevre

Sunudan kısa bir kesit;

Bütün canlılar güneşin enerjisini kullanır.
Bütün canlılar için enerji kaynağı güneştir.

BESİNLER:
Bütün canlılar canlılık faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye;
enerji içinde, besinlere ihtiyaç duyarlar.

Proteinler yağlardan daha kolay sindirilmelerine rağmen neden enerji verici olarak yağlardan sonra tercih edilirler?

Çünkü proteinler öncelikle yapı taşı olarak kullanılırlar.

Karbonhidratlar ( şekerler)
Şeker, Pasta, kurabiye, ekmek, buğday, patates, pirinç, kuru fasulye, mısır nişastasında vardır.

Yapılarında C(Karbon), H(Hidrojen) ve O(Oksijen) atomu bulundururlar.
Enerji kaynağıdır.
Hücre zarı, hücre çeperi, DNA,RNA ve ATP nin yapısında bulunurlar.

Glikoz
Karbonhidratların en küçük yapıtaşıdır.
Fazlası bitkilerde nişasta, hayvanlarda glikojene dönüşür.
Fotosentez sonucu oluşur.
Glikozun ayıracı fehling ( benedict)
Glikoz + fehling çözeltisi ----> Tuğla kırmızısı rengi

Nişasta
Glikozun bitkilerdeki depo şeklidir.
Çok sayıda glikoz molekülünün bir araya gelmesinden oluşur.
Suda çözünmezler.
Nişastanın ayıracı Iyot ( lugol çözeltisi )
Nişasta + İyot(lugol çözeltisi) ---> Mavi renk

Glikojen
* Glikozun hayvan ve mantardaki depo şeklidir.
* Karaciğer ve kas hücresinde bol miktarda bulunur.
* Kandaki şeker miktarı düştüğünde karaciğerdeki glikojen glikoza dönüşerek kan şekerini ayarlar.
* Suda çözünür.

Selüloz
* Sadece bitkilerde hücre çeperinde bulunur.
* insan ve hayvanlar sindiremez.
* Otçul memeli hayvanların bağırsaklarında bulunan selüloz sindirici bakteriler tarafından sindirilir.

Yağlar
Et,Süt, Balık, Zeytin, Ayçiçeği, Soya fasulyesi, Mısır, Fındık, Ceviz vb bulunur.

Yapılarında C(Karbon), H(Hidrojen) ve O(Oksijen) atomu bulundururlar.P ve S de bulunur.
Enerji verici ve yapıcı onarıcı olarak kullanılırlar
Hücre zarı, hormonların ve vitaminlerin yapısında bulunurlar.
Şeker ve proteinin fazlası yağ olarak depo edilir.
En küçük yapıtaşı yağ asidi ve gliserol dür.
Ayıracı yağ + fenol kırmızısı -----> Pembe renk

Görevleri :
Vücudun ısı yalıtımını sağlar
Vücudu darbelere karşı korur.
Depo besin maddesidir.
İç organların etrafını sararak onları korur.

Proteinler
Et,Süt, Yumurta,Kuru baklagiller, Tahıllar, Kuru yemişler, Balık eti, Kırmızı et, Tavuk eti, Peynir, Tohum vb bulunur.

Yapılarında C(Karbon), H(Hidrojen),O(Oksijen) ve N(Azot) bulunur.
Yapıcı onarıcı, düzenleyici ve enerji verici olarak kullanılırlar
En küçük yapıtaşı Aminoasitlerdir.
Enzim ve hormonların yapısını oluştururlar.
Vücudun büyüyüp gelişmesini ve dokuların yenilenmesini sağlarlar.
Vücut savunmasında görev alırlar.
Ayıracı Protein + Nitrik Asit -----> Sarı renk

Karbonhidratlar
* Şeker, Pasta, kurabiye, ekmek, buğday, patates, pirinç, kuru fasulye, mısır nişastasında vardır.
* Yapılarında C, H ve O vardır.

Glikoz un ayıracı fehling ( benedict)
Glikoz + fehling çözeltisi -------> Tuğla kırmızısı rengi
Nişasta nın ayıracı Iyot ( lugol çözeltisi )
Nişasta + İyot(lugol çözeltisi) ---> Mavi renk

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Sunuda geçen diğer konular: canli ve enerji , Kimyasal yapılarına göre besinler sunum , Organizmadaki görevlerine göre besinler slayt , Kimyasal Sindirim Tablosu ppt

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Canlı ve Enerji Adlı Sunumu İndir

20 Aralık 2010 Pazartesi

İnsan ve Çevre

İNSAN VE ÇEVRE

çevre insan ilişkisi , insanın doğaya zararı , insan doğa , doğa ve insan ilişkisi

Sunudan kısa bir kesit;

Kirlenme Çeşitleri,
Çevre Kirliliği ve Sağlığımız,
İnsanların Çevreye Etkileri,

Çevre Kirliliği Nedir?
Hava, su ve toprağın katı, sıvı ve gaz halindeki atıklarla kirlenmesine çevre kirliliği denir.

Atıklar İkiye Ayrılır:
1-Parçalanabilen atıklar.
Bitki, insan, hayvan ve bitki atıkları.

2-Parçalanamayan atıklar.
Plastikler, cam, teneke kutular, deterjanlar.

Çevre Kirliliği:
Hava kirliliği
Su kirliliği

İnsanların Çevreye Etkileri:
1-Avlanma ve çevre.
Bilinçsiz avlanma çevre kirliliği yapar.

2-Yakıtlar ve çevre.
Katı, sıvı, gaz yakıtlar çevre kirliliği yapar.

Çevre Sorunlarının Çözümü:
Çevre sorunları, tamamen insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle çözümü de yine insanlara düşmektedir.

Bize Düşen Görevler:
*Aşırı savurgan olmamak
*Atık maddeleri değerlendirmek
*Çevreyi temiz tutmak
*Ormanları korumak
*Bilinçsiz avlanmamak
*Bacaları temiz tutmak, filtre takmak
*Çevre kuruluşlarına destek vermek

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Sunuda geçen diğer konular: çevre insan ilişkisi , insanın doğaya zararı , insan doğa , doğa ve insan ilişkisi

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

İnsan ve Çevre Adlı Sunumu İndir

Fotosentez ve Solunum - Fermantasyon

Fotosentez ve Solunum - HÜCREDE GEÇEN TEMEL OLAYLAR

yadımlama nedir , fermantasyon nedir , solunum nedir , fotosentez nedir , fotosentez nasıl meydana gelir , fotosentez olayı

Sunudan kısa bir kesit;

A. SOLUNUM:
Organizma canlılığını sürdürebilmesi, bütünlüğünü koruyabilmesi için enerjiye ihtiyacı vardır. Enerjiyi ise,organik besinlerin parçalanmasıyla elde edilir.

Besinlerin hücre içinde parçalanarak enerji elde edilmesi olayına HÜCRE SOLUNUMU denir.

İki çeşit hücre solunumu vardır:
I. OKSİJENSİZ SOLUNUM ( FERMANTASYON )
II. OKSİJENLİ SOLUNUM

I. OKSİJENSİZ SOLUNUM:
Anaerobik Solunum ( mayalanma-Fermantasyon)
Besinlerin oksijen kullanmadan parçalanması ve enerji ( ATP ) üretmesi olayıdır. Hücrenin sitoplazmasında gerçekleşir.Bu tür solunuma Mayalanma ( fermantasyon ) adı verilir.

a. ALKOL FERMANTASYONU
GLİKOZ --> 2 ATP + 2CO2 + 2 ETİL ALKOL

Maya hücreleri tarafından gerçekleştirilen solunumdur. Bakterilerde ve mantarlarda görülür.
Örneğin; sütten yoğurt ve peynir elde edilmesi olayı sırasında enerji açığa çıkar.

b. LAKTİK ASİT FERMANTASYONU:
Gereğinden fazla enerji harcayan insanlarda, oksijen yetmediği zaman, kas hücreleri laktik asit fermantasyonu gerçekleştirir ve enerji üretilir.

GLİKOZ -Enzim--> 2 LAKTİK ASİT +ENERJİ(ATP)

NOT: BÜTÜN FERMANTASYON ÇEŞİTLERİNDE ENERJİ ELDE EDİLİR.

Üzüm suyunun şarap olması, üzüm suyunun sirke olması, sütün yoğurt ve peynir olması, hamurun ekşimesi fermantasyon sonucudur.

II. OKSİJENLİ SOLUNUM(YADIMLAMA):

Besinlerin oksijen ile yakılarak parçalanması ve enerji (ATP) üretilmesi olayıdır.

Glikoz+Oksijen --> Karbondioksit+su+ATP(enerji)

C6 H12 O6 +6 O2 --> 6CO2 + H2O + 38 ATP

Oksijenli solunum hücrenin mitokondrisinde gerçekleşir. Bütün canlılarda görülür. (bir hücreli, mantarlar, bitki ve hayvan)

Üretilen ATP (adenozin trifosfat) canlının tüm faaliyetlerinde kullanılır.

Oksijenli solunumda organik moleküller yapıtaşları olan inorganik maddelere kadar parçalanır.

NOT1.Oksijenli solunumda daha çok enerji elde edilir. Oksijensiz solumda daha az enerji elde edilir.

Örnek: bir hücreli canlılar, bazı mantarlar...

NOT2.Fermantasyon hücrenin stoplazmasında, oksijenli, solunum hücrenin mitokondrisinde gerçekleşir.

FOTOSENTEZ (Karbon Özümlemesi)

FOTOSENTEZ İÇİN ;
* Güneş ışığı
* Su
* Hava
* Madensel maddelere ihtiyaç vardır.

Güneş ışığı :
Yeşil bitkiler besinlerini güneş enerjisinden yararlanarak yaparlar.

Güneş enerjisi alamayan yeşil bitkiler,besin yapamaz,sararır,cılız kalır,kurur ve ölür.

B - FOTOSENTEZ (KARBON ÖZÜMLEMESİ)

Canlıların kullandığı organik besinlerin kaynağı Fotosentez Olayıdır. Canlıların kullandığı organik besin maddeleri güneş enerjisiyle sağlanır.

Yeşil bitkiler güneş enerjisi kullanarak su ve karbondioksitten besin üretirler. Besin üretirken oksijende elde edilir. Yani fotosentez, güneş ışığı enerjisi, canlıların kullanacağı enerjiye dönüştürme işidir.

Fotosentez olayı hücrenin kloroplastlarında geçer. Kloroplastta en önemli yapı KLOROFİLDİR.

KLOROFİL: Fotosentez olayının gerçekleşmesi klorofil pigmentlerinin katalizörlüğünde olur. Bitkilerde görülen klorofil, klorofil a ve klorofil b olmak üzere iki tiptir.

Klorofil molekülü alyuvarlardaki taşıyıcı pigment olan hemoglobin molekülüne benzer. Tek fark hemoglobinde bulunan demir(Fe) klorofilde magnezyum (Mg) bulunmasıdır. Magnezyum yeşil renk verir.

Üretici (klorofili ) canlılar güneş ışığı, su ve karbondioksit gibi inorganik maddelerden, organik maddeler oluşturma işine FOTOSENTEZ denir.

FOTOSENTEZ HIZI:
Fotosentezi etkileyen faktörlerin hangisi en düşük seviyede ise fotosentezin hızı buna bağlıdır.

Örneğin ışık şiddeti, su miktarı arttırıldığı halde karbondioksit miktarı sabit kalıyorsa, fotosentezin hızı karbondioksit miktarına bağlı kalır.

FOTOSENTEZİN GENEL ORTAK ÖZELLİKLERİ:
1. Fotosentez klorofilli hücrelerde ve ışıklı ortanda gerçekleşir.
2. Fotosentezde yeşil bitki havadan yapraklarındaki stomalarla karbondioksit, topraktan kökleriyle su alır.
3. Fotosentez sonunda organik besin den oksijen üretilir.
4. Fotosentezde ışık enerjisi organik besin maddesinde kimyasal bağ enerjisi olarak depolanır.
5. Fotosentez için demir, magnezyum, madensel tuzlar gerekir.
6. Fotosentez için en uygun sıcaklık 30-35 0C dir.

NOT: Fotosentez; ışıklı ortamda yeşil bitkinin besin ve oksijen üretmesi olayıdır ve hücrenin kloroplastında gerçekleşir.

SOLUNUM İLE FOTOSENTEZİN KARŞILAŞTIRILMASI:

SOLUNUM:
1. Enerji üretimini ve dönüşümünü sağlar.
2. Bütün hücrelerde gerçekleşir.
3. Her ortanda geçekleşir.
4. Hücrede bir kısmı sitoplazmada bir kısmı mitokondride gerçekleşir.
5. Besin maddesinde depolanmış kimyasal bağ enerjisinden ATP sentezlenir.
6. Tüm canlılarda madde azalmasına neden olur.
7. Hammadde olarak organik besin ve oksijen kullanılır.
8. Son ürünler su ve karbondioksittir.

FOTOSENTEZ:
1. Enerji üretimi ve dönüşümünü sağlar.
2. Klorofili hücrelerde gerçekleşir.
3. Işık enerjisi olduğu ortamlarda gerçekleşir.
4. Hücrede kloroplast organeli içinde gerçekleşir.
5. Işık enerjisi, besin maddesinde kimyasal bağ enerjisine dönüştürülerek depolanır.
6. Bitki ağırlığında madde artışına neden olur.
7. Hammadde olarak CO2 ve H2O kullanılır.
8. Son ürünler organik besin ve oksijendir.

FOTOSENTEZ İLE SOLUNUM İLİŞKİSİ:
Fotosentez ve solunum olayında meydana gelen tepkimeler birbirinin tersi yönünde işler. Fotosentezin ürünleri solunumun hammaddeleri, solunumun ürünleri fotosentezin hammaddeleri olarak kullanılır. Sonuçta madde ve enerji akışı olur. Burada hammadde tekrar kullanılabilirken enerji akışı tek yönlü olmaktadır.

Fotosentez organik besinlerde depolanan enerji,solunumla serbest kalmakta ve enerji gerektiren canlılık olaylarında kullanılmaktadır.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Sunuda geçen diğer konular: yadımlama nedir , fermantasyon nedir , solunum nedir , fotosentez nedir , fotosentez nasıl meydana gelir , fotosentez olayı

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Fotosentez ve Solunum Adlı Sunumu İndir

Kan Grupları, Canlılar Arası Beslenme İlişkileri, Besinler

Kan Grupları, Canlılar Arası Beslenme İlişkileri, Besinler

Sunudan kısa bir kesit;

İnsan kanında bulunan alyuvar hücrelerinde proteinler vardır.
Alyuvarların yapısında:
A proteini varsa A grubu
B proteini varsa B grubu
A ve B proteini varsa AB grubu
Hiç protein yoksa O grubu

Kanın sıvı kısmında (kan plazmasında) Anti A ve Anti B ve Anti RH denilen çökeltici maddeler bulunur.
Anti A antikoru A proteinini çökeltir.(bozar, kullanılmaz hale getirir)
Anti B antikoru B proteinin çökeltir.
A ve B genleri birbirine eş baskın iken her ikisi de O genine baskındır.

Kan nakli alyuvarlarda ki protein naklidir. Akyuvarlardaki Antikorlar nakledilmez.

CANLILAR ARASI BESLENME İLİŞKİLERİ:

Besin Zinciri Nedir: Güneşten gelen enerji yeşil bitkilerde fotosentezle besin maddelerinde depo edilir. Besinlerde depo edilen bu enerjinin tüketicilere ve ayrıştırıcılara kadar geçmesine besin zinciri denir. Besin ihtiyacını karşılamak için canlıları birbirine bağlayan ilişkiye besin zinciri denir.

Besin Ağı Nedir:Bir canlı bir den fazla canlıyı yediği gibi birden fazla canlıya da besin kaynağı olur.

Bir ekosistemdeki canlılar arasındaki bu ilişkiye besin ağı denir. Bu ağdaki bir canlını yok olması diğerlerini etkiler. Besin, enerji, kütle ilişkileri piramit şeklinde gösterilir.Bir sonraki basamağa hep azalarak geçer. Neden?

BESİNLER:
Bütün canlılar canlılık faaliyetlerini sürdüre bilmek için enerjiye enerji içinde besinlere ihtiyaç duyarlar.


>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Sunuda geçen diğer konular: Kimyasal yapılarına göre besinler , Organizmadaki faaliyetlere göre , Açlık anında kullanım sırasına göre , Canlı Ve Enerji İlişkisi , Kimyasal Sindirim Tablosu

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Kan Grupları, Canlılar Arası Beslenme İlişkileri, Besinler Adlı Sunumu İndir

19 Aralık 2010 Pazar

Işık, Işığın Maddeyle İlişkisi ppt slayt

ışık ppt slayt

Sunudan kısa bir kesit;

Işık kaynakları
Işık ve madde
Işığın yayılması
Işığın yansıması

Işık Kaynakları
Doğal ışık kaynakları: güneş, yıldızlar, ateş böceği.
Yapay ışık kaynakları: ateş, mum, gaz lâmbası, bütan gazı lâmbası, elektrik ampulü.

Işık Ve Madde
Işığın Maddeye Etkileri
Işığın Geçişine Madde Kalınlığının Etkisi
Saydam ve yarı saydam maddelerin kalınlığı arttıkça ışığı daha az geçirir, yeterince arttığında ışığı hiç geçirmez.

Işığın Yayılması
Işık Ve Gölge
Ay Tutulması
Güneş Tutulması

Işığın Yansıması
Işığın bir yüzeye çarpıp geri dönmesine yansıma denir.
Işık kaynağı olmayan cisimlerin üzerine düşen ışık, yansıyıp gözümüze ulaşarak cismin görünmesini sağlar.
Işık kaynağını göremediğimiz halde, ışığı yansıtan cismi görürüz.

Dağınık ve Düzgün Yansıma
Gelen Işın,yansıyan Işın,normal
Yansımanın Yaşamımıza Olumlu Etkileri
Yansımanın Yaşamımıza Olumsuz Etkileri
Düz Aynada Görüntü
Çukur Aynada Görüntü
Görüntü büyük ve terstir.
Ekran üzerine düşürülebilen görüntülere gerçek görüntü denir.
Görüntünün aynaya olan uzaklığı cismin aynaya olan uzaklığından daha büyüktür.
Çukur Aynada Görüntünün Oluşması
Tümsek Aynada Yansıma
Tümsek Aynada Görüntü

Aynaların Kullanıldığı Yerler:
Düz aynalar:
Evlerde, kuaför, terzi, ve giyim mağazalarında .
Çukur aynalar:
Otomobil farlarında, ışıldaklarda, teleskoplarda, diş hekimliğinde.
Tümsek aynalar:
Otomobil dikiz aynalarında, tıpta kulak, burun, boğaz boşluklarının incelenmesinde, teleskoplarda kullanılır.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Meral ÇAYAN

Sunuda geçen konu ve anahtar kelimeler: ışık sunum

--> FİZİK SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Işık Adlı Sunumu İndir

Bileşke Kuvvet (Net Kuvvet) ppt slayt

Bileşke Kuvvet (Net Kuvvet) ppt slayt

Sunudan kısa bir kesit;

NET(BİLEŞKE) KUVVET: İKİ VEYA DAHA FAZLA KUVVETİN BİR CİSME YAPTIĞI ETKİYİ TEK BAŞINA YAPABİLEN KUVVETE BİLEŞKE KUVVET DENİR.

İKİ KUVVETİN BİLEŞKESİ KUVVETLERİN TOPLAMINDAN BÜYÜK, FARKINDAN KÜÇÜK OLAMAZ.

"AĞIRLIK BİR KUVVETTİR"
Yüksekten bırakılan bir cismin yere düşmesini,
Eğimli yüzeyler üzerinde bulunan bir cismin kaymasını,
Dinamometreye asılan cisimlerin dinamometrenin içindeki yayı germesini görmüşsünüzdür.

Bu örnekler, cisimlerin kütlesi ile dünyanın kütlesi arasındaki bir çekim kuvveti olduğunu gösterir.

Bir başka deyişle, cisimleri yerin merkezine doğru çeken bir kuvvetin var olduğu anlaşılır.

Cisimlerin kütlesine etkiyen yer çekimi kuvvetine o cismin AĞIRLIĞI denir.
Ağırlığın birimi NEWTON dur.

Yer çekimi kuvvetinin yönü yerin merkezine doğrudur. Ağırlık bir kuvvet olduğu için dinamometre ile ölçülür.

Yaklaşık 100 g kütleye yeryüzü tarafından uygulanan yer çekimi kuvveti 1 N’ dur

Bu durumda 1 kg’ lik kütleye etki eden yer çekimi kuvveti yaklaşık 10 N olur.

Dünya’da 600 N gelen bir astronot Ay’ da yaklaşık 100 N gelir.

Yani Dünya’da 6 kat daha fazla ağır olur.


>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: İRFAN ERMİŞ

Sunuda geçen konu ve anahtar kelimeler: kuvvet sunum, AYNI DOĞRULTULU,AYNI YÖNLÜ KUVVETLERİN BİLEŞKESİ , AYNI DOĞRULTULU ZIT YÖNLÜ KUVVETLERİN BİLEŞKESİ

--> FİZİK SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Bileşke Kuvvet (Net Kuvvet) Adlı Sunumu İndir

Elektrik

Elektrik ppt slayt

Sunudan kısa bir kesit;

A. ELEKTRİK AKIMI
B. BİR İLETKENİN DİRENCİ

Elektrik akımını daha iyi kavrayabilmemiz için maddenin yapısını bilmemiz gerekir. Maddeler ATOM’ lardan yapılmıştır. Atom,maddenin en küçük yapı taşıdır.

ATOMUN YAPISI:
PROTON : Çekirdeğin içinde bulunur ve pozitif ( + ) yüklüdür.
NÖTRON : Çekirdeğin içinde bulunur ve yüksüzdür. ( 0 )
ELEKTRON : Çekirdeğin etrafındaki yörüngelerde hızla hareket ederler ve negatif ( - ) yüklüdür.

YÜKSÜZ CİSİM (Nötr cisim): Elektron sayısı,proton sayısına eşit olan atoma nötr atom,atomları nötr olan cisme de nötr cisim denir. Nötr cisim yüksüz cisim demek değildir. (+ )yükü, ( - ) yüküne sayıca eşit cisim demektir.

POZİTİF ( + ) YÜKLÜ CİSİM : Elektron kaybetmiş nötr bir cisimde ( + ) yük fazlalığı olacağından pozitif yükle yüklenmiştir. Böyle ( + ) yük fazlalığı olan cisimlere (+) yüklü cisimler denir.

NEGATİF ( - ) YÜKLÜ CİSİM : Elektron kazanmış ( almış ) nötr bir cisimde( - ) yük fazlalığı olacağından (- ) yükle yüklenmiştir.Böyle (-) yük fazlalığı olan cisimlere negatif yüklü cisimler denir.

İLETKEN CİSİMLER : Üzerinde serbestçe dolaşabilen yüklerin bulunduğu maddelere İletken Cisimler denir. Elektrik akımını ( elektron akımını ) ileten cisimler. ÖRNEK :Metaller ( demir, bakır alüminyum vb. ) , İnsan vücudu, Asit-Baz çözeltileri .

YALITKAN CİSİMLER : Üzerinde yüklerin serbestçe dolaşamadığı cisimlere Yalıtkan Cisimler denir. Yalıtkanlar yüklerin ( elektronların ) hareketini engeller. Elektrik akımını ( elektron akımını ) iletmeyen cisimler. ÖRNEK : Cam,mika,kağıt,kuru hava,ebonit,mum,bakalit

UYARI:
I . Aynı cins elektrik yükleri ile yüklü cisimler birbirlerini İTERLER.
II. Zıt yükler birbirlerini ÇEKER.

DURGUN ELEKTRİK: Cam bir çubuğu ipek bir kumaşa bir süre sürelim.Sonra da çubuğu çok küçük kağıt parçalarına yaklaştıralım.Cam çubuğun kağıt parçalarını kendine çektiğini görürüz.

ELEKTRİKLENME ÇEŞİTLERİ: Atomlardan protonlar (+ yükler) ,çekirdeğin içinde nükleer kuvvetlerin etkisiyle sımsıkıya tutturulmuş olduklarından basit kuvvetlerle alınamazlar ya da atoma verilemezler. Ancak elektronlar yani (-) yükler ise böyle değildir.Basit kuvvetlerle atomdan alınabilirler ya da atoma verilebilirler. O halde cisimlerde alınan ya da verilenler elektronlardır yani (-) yüklerdir. Cisimler sürtünme , dokunma ve etkiyle yüklenebilirler.

A. SÜRTÜNME İLE ELEKTRİKLENME : Nötr ( yüksüz) bir atomun proton sayısı elektron sayısına eşit olduğu için,eşit miktarda (+) pozitif ve (-) negatif elektrik yükleri vardır.

Bazı maddeler başka maddelerden elektron alma eğilimindedir.Bu tür maddeyi bir başka maddeye sürtelim.Sürtme sırasında atomların en dışındaki elektronlar kolayca bir maddeden koparak diğerine geçerler.Böyle olunca her iki maddenin atomlarında elektrik yükü eşitliği bozulur. Elektronu koparılıp alan maddenin atomunda elektron sayısı artar ve atomda fazla(-) negatif elektrik yükü oluşur.

Diğer maddenin atomunda çekirdekteki proton sayısı sabittir,fakat elektron kaybettiği için(-) negatif elektrik yükü azalır.Bu durumda elektron kaybeden atomda (+)pozitif yük fazlalaşır. BÜYLECE ELEKTRON ALAN MADDE (-) NEGATİF ELEKTRİKLE,ELEKTRON KAYBEDEN MADDE DE (+) POZİTİF ELEKTRİKLE YÜKLENMİŞ OLUR.

UYARI:
Uygun seçilmiş sürtünen iki cisimden biri elektron vererek (+) yükle ,diğeri de onun verdiği elektronu alarak (-) yükle yüklenir.
Kuru ipek beze sürtülen cam çubuk elektron kaybederek (+) yüklenir. İpek bez ise onun kaybettiği elektronu alarak (-) yüklenir.
Sürtünen cisimlerden birinin kaybettiği elektron sayısı diğerinin kazandığı elektron sayısına eşittir. Sürtünme yoluyla elektriklenmiş
bu iki cisim tekrar birbirlerine dokundurulursa nötr hale geçerler.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: ABDURRAHMAN ÇIĞRIK

Sunuda geçen konu ve anahtar kelimeler: elektrik sunum, DOKUNMA İLE ELEKTRİKLENME , NEGATİF ELEKTRİKLE YÜKLÜ BİR CİSMİN ELEKTROSKOPU ETKİYLE ELEKTRİKLEMESİ , ELEKTRİK AKIMI NASIL OLUŞUR? ,
BASİT BİR ELEKTRİK DEVRESİNİN KURULMASI , PİL, AMPUL VE ANAHTAR YAPIMI , PARALEL DEVRELERDE AKIM , VOLTMETRENİN DEVREYE BAĞLANMASI , AMPERMETRENİN DEVREYE BAĞLANMASI , İLETKENİN UZUNLUĞU,KESİTİ,CİNSİ İLE DİRENÇ ARASINDAKİ İLİŞKİ. , AKÜMÜLATÖR , ELEKTROLİZ YOLU İLE KAPLAMA , METAL KAPLAMA , ELEKTRİK AKIMININ KİMYASAL ETKİSİ , ELEKTRİK AKIMININ ISI ETKİSİ , AMPULÜN YAPISI , IŞIK ETKİSİ


--> FİZİK SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Elektrik Adlı Sunumu İndir

Fizik Konulu Sunular


FİZİK KONULU SUNUMLAR

Bileşke Kuvvet (Net Kuvvet)


Elektrik


Işık, Işığın Maddeyle İlişkisi

Yaşamımızda Elektrik

18 Aralık 2010 Cumartesi

Meridyenler ppt sunum

Meridyenler ppt slayt

Sunudan kısa bir kesit;

Meridyenler hakkında bilgi içeren görsel bir sunum.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Konuyla ilgili aramalar: meridyenler, boylamlar

--> COĞRAFYA SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Meridyenler Adlı Sunumu İndir

Ege Bölgesi

Ege Bölgesi ppt slayt

Sunudan kısa bir kesit;

Ege Bölgesi:
Dağları
Ovaları
Nehirleri
Şehirleri
Körfezleri
Ürünleri
Komşuları
Yeraltı zenginliği
Barajları
İklimi
Bitki örtüsü
Gölleri

Dağları:
Kıyı Dağları:
Kuzeyden güneye:
Kaz dağları,
Madra dağı,
Yund dağı,
Boz dağlar,
Aydın dağları,

Menteşe dağları.
( Beşparmak Dğl.
MadranbabaDğl. Karınca Dğl.
Baba dağ.)

İç bölgedeki dağlar:
Akdağ,
Eğrigöz dağları,
Murat dağı,
Sandıklı dağları,
Honaz dağı(Ege bölgesinin en yüksek dağı)

Ovaları:
Kuzeyden Güneye:
Edremit Ovası,
Bakırçay Ovası,
Gediz Ovası,
Küçük Menderes Ovası,
Büyük Menderes Ovası

Nehirleri:
Bakırçay
Gediz
K.Menderes
B.Menderes
Porsuk

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Konuyla ilgili aramalar: ege bölgesi powerpoint sunum , Yer Altı Zenginlikleri , gölleri , şehirleri , körfezleri , komşuları , bitki örtüsü , ürünleri

--> COĞRAFYA SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Ege Bölgesi Adlı Sunumu İndir

Çevre

Çevre ppt slayt

Sunudan kısa bir kesit;

ÇIPLAK DAĞ TEPE KALMASIN, TÜRKİYEM ÇÖL OLMASIN.

“TOPRAK EROZYONU” NEDİR?
Arazinin yanlış kullanımı ve yeşil örtünün tahrip edilmesi sonucu çıplak hale gelen toprak, dış etkilere tamamen açık hale gelir. Bu koşullarda, yağmur, rüzgar darbelerinin etkisiyle toprağın yerinden koparak,yüzeysel bir akışla taşınmasına “Toprak erozyonu” denir.

HER YIL KIBRIS ADA’SININ YÜZEYİNİ 10 CM. KAPLAYACAK KADAR VERİMLİ TOPRAK YOK OLMAKTA.

VERİMSİZLEŞEN TARIM ALANLARI, YOK OLAN MERALAR, AKIP GİDEN CANLI TOPRAK.

ÇOK DEĞİL YAKIN BİR GELECEKTE TÜRKİYE ÇÖL OLACAK. SADECE 43 YIL SONRA TÜRKİYE’NİN ÇÖL OLACAĞI NASA RAPORLARIYLA KANITLANIYOR.

TÜRKİYE HER YIL EN AZ 1 MİLYAR 400 MİLYON TON CANLI TOPRAK KAYBEDİYOR. BU DURUMU GÖRMEMEZLİKTEN GELMEYİN.

EROZYONUN ZARARLARI:

Kaybedilen toprak örtüsünün yeniden oluşması için binlerce yıl gerekir.

Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini arttırır.

Meraların yok olması ve hayvancılığın gerilemesi sonucunda, çok büyük boyutlarda iş imkanı ve gelir kaybedilmektedir.

Bitki örtüsü ve toprağın olmadığı bir yüzey, kar ve yağmur sularını tutamadığından,doğal su kaynakları düzenli ve sürekli olarak beslenmez.

Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri üzerinde yaşayanları besleyemez, kırsal kesimden kentlere doğru göçü artırarak, büyük sosyal ve ekonomik sorunlara yol açar.

Erozyonla sürüklenen verimli topraklar, baraj rezervlerini doldurarak, onların ekonomik ömrünü kısaltır.

Yeşil örtü ve toprağın elde gitmesi ile ortaya çıkan iklim değişikliği ve bozulan jeolojik denge sonucunda, vahim boyutlarda doğal varlık kaybedilerek ekonomik zararlara uğranmaktadır.

GELİN, TOPRAĞI TUTALIM !
GÜCÜNE GÜÇLER KATALIM;
HER AN BUNU ANLATALIM:
TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN.

AMBALAJ ÇÖP DEĞİLDİR:
Ambalaj atıklarının ayrı toplatılarak ülke ekonomisine geri kazandırılması için çalışalım.
Geri dönüşüm sektörünün oluşması için çalışalım.

1 TON KULLANILMIŞ KAĞIDI GERİ KAZANMAK
17 BÜYÜK AĞACIN KESİLMESİNİ,
4100 KV/SAAT ENERJİNİN KULLANILMASINI,
25.900 LİTRE SUYUNHARCANMASI,
690 LİTRE ÇÖPLÜK HACMİNİN KULLANILMASINI,
30 KG. HAVA KİRLETİCİSİNİN ATMOSFERE BIRAKILMASINI
ÖNLER

HAKLARINIZA SAHİP ÇIKINIZ !...
>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Konuyla ilgili aramalar: çevre powerpoint sunum

--> COĞRAFYA SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Çevre Adlı Sunumu İndir

Coğrafi Konum

Coğrafi Konum ppt slayt

Sunudan kısa bir kesit;

Bir yerin Dünya üzerinde bulunduğu alana coğrafi konum denir. Matematik ve özel konum olmak üzere ikiye ayrılır.

A-Matematik Konum:
*Bir yerin paralel ve meridyenlere göre belirlenen konumudur. Bu yapılırken Ekvator ve Greenwich esas alınır.
*Bir alanın matematik konumu belirlenirken uç noktalar esas alınır.

Paralel Daireleri:
*Ekvatora paralel olarak birer derece aralıkla çizilen çizgilerdir
**Ekvator: Kutuplara eşit uzaklıkta bulunan noktaların oluşturduğu çemberdir. Başlangıç paralelidir ve sıfır olarak numaralandırılmıştır. Dünya’yı kuzey ve güney olarak iki eşit parçaya böler.
*Çizgisel hızın en fazla, yer çekiminin en az olduğu gece-gündüz arasındaki süre farkının en az olduğu paraleldir.

Paralellerin özellikleri:
1-Başlangıç paraleli ekvatordur.
2-Paralel daireleri arasında 1ºlık açı vardır.
3–90 kuzeyde, 90 güneyde olmak üzere toplam 180 paralel dairesi vardır.
4-İki paralel arasındaki mesafe her yerde 111 km dir.
*Paralellerden yaralanarak kuzey-güney yönlü mesafeler hesaplana bilir. Çünkü birbirini takip eden iki paralel arası her yerde 111km dir.
Örnek: Türkiye’nin en güneyi ile ekvator arasında kaç kilometrelik mesafe vardır?
Türkiye’nin en güneyi 36 kuzeydir
36–0=36 36 x 111= 3996 km olur.
Örnek: Aralarında 4995 km bulunan ve aynı meridyen üzerinde olan iki noktadan biri ekvatordadır. KYK de bulunan diğer nokta hangi paraleldedir?
4995 / 111= 45 45–0=45 kuzey paraleli
5-En büyük paralel dairesi ekvatordur. Boyları kutuplara doğru kısalır. 90 kuzey ve 90 güney paralelleri birer noktadır.
6-Paraleller numaralandırılmıştır. Değerler kuzeye doğru artıyorsa KYK, güneye doğru artıyorsa verilen yer GYK dedir.
7-Aşılan paralel sayısı arttıkça iklim ve bitki çeşidi artar.

Enlem: Dünya’daki bir noktanın ekvatora olan uzaklığının açı cinsinden değeridir. Derece, dakika, saniye cinsinden verilir.

Özel Enlemler:
1–23 27’ kuzey enlemi, Yengeç dönencesi
2–23 27’ güney enlemi, Oğlak dönencesi
*Güneş ışınlarının yatay düzleme dik geldiği son noktalardır. Yerleri eksen eğikliğine bağlı olarak belirlenmiştir.
3–66 33’ K enlemi Kuzey kutup dairesi
4–66 33’ G enlemi Güney kutup dairesi
*Bu enlemlerden itibaren gündüz ve gece uzunlukları 24 saati bulur.

Enlemin Etkileri:
1-Güneş ışınlarının yerle yaptığı açıya etki eder.
2-Sıcaklığa etki eder, kuşaklar oluşmuştur.
3-İklime etki eder. İklime bağlı olarak da;
a-Doğal bitki örtüsüne,
b-Toprak çeşidine,
c-Hayvan topluluklarına,
d-Yağış rejimine,
e-Akarsu rejimine,
f-Yetiştirilen tarım ürünlerine,
g-Kalıcı kar sınırına,
h-Orman örtüsü üst sınırına,
ı-Deniz suyunun sıcaklık ve tuzluluğuna,
i-Yerleşme, nüfus dağılımına ve yaşama biçimine etki eder.
4-Dünya’nın dönüş hızına etki eder. Ekvatordan kutuplara doğru azalır.
5-Gece gündüz sürelerinin değişmesine yol açar. Gece-gündüz sürelerindeki değişme kutuplara gidildikçe artar.
6-Ekvatordan kutuplara gidildikçe Güneşin ufukta ulaşabileceği yükselti azalır.
*Kuzey-güney doğrultusunda her türlü olay yâda varlığın değişimi üzerinde enlemin etkisi vardır.

Meridyen yayları:
*Bir kutuptan diğer kutba uzanan yarım dairelere meridyen denir. Meridyenlerin başlangıç yeri olarak Londra’daki Greenwich gözlem evi esas alınmıştır.
*Başlangıç meridyenin yeri değiştirilebilir.
Meridyenlerin Özellikleri:
1-Başlangıç meridyeni Greenwich’tir.
2-Meridyenler kuzey-güney yönlü olarak uzanır.
3-Ekvator çemberinin 360º ‘ye bölünmesiyle 360 meridyen oluşmuştur. 180 doğu ve 180 batı meridyeni vardır.
4-Greenwich sıfırdır. Ayrıca 180 doğu ve 180 batı meridyeni aynı meridyendir.
5-Meridyenlerin uzunlukları birbirine eşittir.
6-Her meridyenin bir anti meridyeni vardır. Bu iki meridyen bir tam çemberi oluşturur.
0 ın karşıtı 180
20 B nın karşıtı 160 D
130 D nun karşıtı 50 B dır.
7-Ekvatorda birbirini takip eden iki meridyen arası 111km dir. Kutuplara gidildikçe bu mesafe azalır ve kutup noktalarında tüm meridyenler çakışır.
8-Aynı meridyen üzerindeki noktalarda yerel saat aynıdır. Fakat 21 Mart ve 23 Eylül tarihleri dışında güneş, farklı zamanlarda doğup, batar.
9-Birbirini izleyen iki meridyen arası her yerde 4 dakikadır.
**Meridyenler arasındaki mesafe kutuplara doğru azalmasına rağmen, 4 dakikalık zaman farkının sabit kalması, açısal hızın her yerde aynı olması ve çizgisel hızın kutuplara doğru azalmasıyla ilgilidir.
Boylam: Herhangi bir noktanın başlangıç meridyenine olan uzaklığının derece, dakika ve saniye cinsinden değeridir.
Boylamın Etkileri:
1-Yerel saat farklarına yol açar.
2-Aynı boylamdaki bütün noktalarda yerel saat aynıdır.
3-Aynı boylamdaki tüm noktalarda 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde güneş aynı anda doğar ve batar.
4-Aynı boylamdaki noktalar güneş karşısında aynı anda geçtikleri için öğle vakti aynı anda yaşanır.

Öğle vakti: Bir yerde güneşin en fazla yükseldiği andır. Bu esnada saat tam 12 olarak kabul edilir. Bu esasa uyularak yapılan saat ayarına yerel saat denir.
*Her meridyenin bir yerel saati vardır. Yerel saat namaz vakitleri, sahur ve iftar vakitleri için kullanılmaktadır.
Ulusal saat: Bir ülkede zaman birliğini sağlamak için kullanılan saattir.
Türkiye’nin ulusal (ortak) saati, 30ºdoğu boylamındaki İzmit’e(2. Saat dilimi) ayarlıdır. Ancak yaz aylarında enerji tasarrufu sağlamak amacıyla Mart ayının sonundan itibaren 45 doğu meridyeni olan Iğdır’ın yerel saati ortak saat olarak alınır.

Uluslararası Saat: Uluslar arası ilişkilerin gelişmesi için kullanılan saat sistemidir. Bu saat sistemine göre Dünya 15ºlik aralıklarla 24 saat dilimine ayrılmıştır.
Her saat dilimi sonrakinden bir saat farklıdır. Greenwich’in 7.5 doğu ve 7.5 batısı sıfır saat dilimi olarak alınmıştır. Aynı zamanda 24 uncu saat dilimidir.
*12’ye kadar olan saat dilimleri doğu, 12’ den sonraki saat dilimleri batı yarımkürededir.
*Her saat diliminin ortasından geçen meridyene ayar meridyeni denir.
*Türkiye kışın 2. yazın 3. saat dilimini kullanır.

Yerel Saat Hesapları
1-İki meridyen arasında 4 dakikalık zaman farkı vardır.
2-Her 15ºlik dilim bir saatlik farka yol açar.
3-Güneş doğudan doğduğu için yerel saat doğuda ileri batıda geridir.
4-İki noktadan güneşi daha erken gören daha doğudadır. Yerel saati daha ileridir.

Soru çözerken şunlara dikkat edilmeli:
a-İki yer arasındaki meridyen farkı bulunur. Bu işlem yapılırken iki nokta aynı yarım kürede ise çıkarılır, farklı yarım kürelerde ise toplanarak meridyen farkı bulunur.
b- Meridyen farkı 4 dakika ile çarpılarak zaman farkı bulunur.
c-Saatleri dakikaya çevirme işlemi sırasında bölme yaparken, normal bölme işlemi gibi virgül atılmayacağını unutmayalım. Bölmede kalan var ise işleme devam edilmez ve kalan saatin yanına yani dakika hanesine yazılır.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Konuyla ilgili aramalar: Yerel saat ile ortak saat farkından boylam bulma , saat dilimleri , Özel Konum , powerpoint sunum

--> COĞRAFYA SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Coğrafi Konum Adlı Sunumu İndir

Bulutlar

Bulutlar ppt slayt

Sunudan kısa bir kesit;

Gökyüzü neden mavidir?
Beyaz güneş ışığı atmosferden geçerken, havadaki moleküller, özellikle nitrojen, mavi rengi dağıtır. Diğer renkler yeryüzüne çok az yansıyarak ulaşırlar. Mavi ışık her yerden geliyormuş gibi gökyüzünde tamamen dağılır. Gökyüzü bu yüzden mavi görünür.

Bulutlar neden beyazdır?
Bulutlar beyazdır çünkü bulutları oluşturan su buharı mavi ışığı dağıtan moleküllerden daha büyüktür. Bu nedenle bulutlar kendilerine gelen bütün renkleri yansıtırlar. Beyaz görünmelerinin nedeni budur. Fakat bulutlar çok yoğun olduklarında ışığın tamamen geçmesine izin vermezler. Bu yüzden bazen gri ve yüklü görünürler.

Bulutlar nasıl oluşur?
Güneş ışığı yeryüzünü ısıtır. Isınan hava, soğuk havadan daha az yoğun olduğu için yükselmeye başlar. Ve bu hava yükseklere çıktıkça soğur. Isınan havanın tuttuğu su buharı, yükseklerde soğukla karşılaşınca yoğunlaşır ve bulutları oluşturur. Bulutlar soğumaya devam ettikçe, içerdiği su buharı tamamen yoğunlaşır ve yağmur, kar ya da dolu olarak yeryüzüne iner.

Bulut çeşitleri:
Kümülüs bulutları
Stratüs bulutları
Sirüs bulutları

Kümülüs bulutları:
Kümülüs bulutları büyük pamuk toplarına benzerler. Açık havada, gökyüzü maviyken görünürler. Sürekli şekil değiştirirler. Kümülüs bulutları su ve buzdan oluşan orta yükseklikteki bulutlardır.

Stratüs bulutları:
Bu bulutlar en alçak bulutlardır. Gri renklidirler, çok yoğun bir sis şeklinde görünürler. Stratüs bulutları kar ve yağmur getiren bulutlardır.

Sirüs bulutları:
Sirüs bulutları gökyüzünde tüy şeklinde görünürler. Yeryüzünden yaklaşık 7 km yüksektedirler. Sirüs bulutları buz kristallerinden oluşur ve güneş ışınlarını geçirecek kadar incedir.

Artık bulutların oluşumunu ve çeşitlerini biliyoruz.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Konuyla ilgili aramalar: Bulutlar sunum

--> COĞRAFYA SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Bulutlar Adlı Sunumu İndir

13 Aralık 2010 Pazartesi

Dünyamız

Dünyamız

Sunudan kısa bir kesit;

YER YÜZÜNDE VE GÖKYÜZÜNDE GÖRDÜKLERİMİZ:
DÜNYAMIZ:
Dünya’mızın Şekli,
Dünya’mızın Katmanları,
Ekvator ve Kutuplar,
Karalar ve Denizler,
Dünya’mızın Hareketleri,
Yer Şeklini Değiştiren Etmenler,

Dünya’mızın şekline küre denir.

DÜNYA’MIZIN HAREKETLERİ:
Dünya’mızın iki tür hareketi vardır.

1- Dünya’nın kendi çevresinde dönmesi,
2- Güneş’in çevresinde dönmesi,

MEVSİMLERİN BAŞLAMA VE BİTİŞ TARİHLERİ:
İlkbahar : 21 Mart - 21 Haziran
Yaz : 21 Haziran - 23 Eylül
Sonbahar : 23 Eylül - 21 Aralık
Kış : 21 Aralık - 21 Mart

Yurdumuzda en uzun gece 21 Aralık, en uzun gündüz 21 Haziran’da yaşanır. 21 Mart - 23 Eylül’de gece ve gündüz süreleri birbirine eşittir.

Yeryüzünü Değiştiren Etmenler:
İnsanlar,
Yağmur,
Depremler,
Isı farkı,
Rüzgar,

AY: Dünyanın uydusudur. Dünya gibi küresel biçimdedir. Ağırlığı Dünya’dan 81 defa daha küçüktür. Dünya’nın etrafında döner ve bir dönüşünü 29,5 günde tamamlar. Kendi ışığı yoktur. Ay’ın bize görünen tarafı, Güneş’in aydınlattığı tarafıdır. Ay’da hava ve su yoktur.Canlılar yaşayamaz. Rüzgar ve yağış gibi atmosfer olayları yoktur.

Ay Dünya’mızla birlikte dönerken Güneşten aldığı ışığa göre görünüşü değişir. Bunlara Ay’ın evreleri denir. Bunlar;
Yeniay,
Birinci dördün,
Dolunay,
İkinci dördün.

GÜNEŞ TUTULMASI:
Ay, Dünya ile güneş arasına girer. Dünya’mızın bir bölümü Güneş’ten ışık alamaz. Bu durum Dünya’nın bu bölgesinde yaşayanlar için Güneş tutulmasıdır.

AY TUTULMASI: Dünya güneş ile Ay arasına girer. Ay, Güneş ışığını alamaz. Dünya’nın gölgesi Ay üzerine düşer. Bu olaya Ay tutulması denir.

UZAY YOLCULUĞU
İnsanlar uzayın bilinmeyen yönlerini yıllarca merak etmişler. Önce balonla, uçakla daha sonra füze ve roketleri geliştirerek 1969 yılında ilk defa APOLLO 11 ARACI İLE Ay’a inildi. Ay’dan taş ve toprak örnekleri getirildi.Uzay araçlarının pilotlarına Astronot denir.


>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Konuyla ilgili aramalar: Dünyamız sunum

--> COĞRAFYA SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Dünyamız Adlı Sunumu İndir

Dünyanın Yedi Harikası

Dünyanın Yedi Harikası

Sunudan kısa bir kesit;

Tamamı insanoğlu tarafından inşa edilmiş, olağanüst yapıtlardır. Antik Dönemin 7 Harikası olarak anılırlar.
İlk olarak M.Ö.5. Yüzyılda tarihçi Heredot’un ortaya attığı bir kavramdır. Günümüzde, Dünyanın Yedi Harikası’ndan sadece Keops Piramidi ayaktadır.Diğerleri yangın yada deprem gibi nedenlerle yok olmuşlardır.

Keops Piramidi:
Sanıldığının aksine Gize Piramitleri’nin üçü de Dünyanın Yedi harikası listesinde değildir. Sadece Keops Piramidi yer almıştır. Keops Piramidi 4 Hanedanlık zamanında M.Ö.2560 yılında firavun Khufu(Keops)tarafından yaptırıldı. Yapımının 2o yılı aştığı sanılmaktadır. İlk inşa edilen olmasına rağmen dünyanın yedi harikası arasında günümüzde ayakta duran tek yapıdır. Bu yüzden dünyanın yedi harikasından biridir.

Babil’in Asma Bahçeleri:
M.Ö. 7. yüzyıllarda Babil kralı nebukadnezar tarafından yaptırıldı. Babil’in çorak Mezopotamya çölünün ortasında, ağaçlar, akan sular ve egzotik bitkilerin bulunduğu çok katlı bir bahçedir. Söylentiye göre nebukadnezar bu yapıyı sıla hasreti çeken karısı Semiramis için yaptırmıştır. Semiramis Medes kralının kızıdır.

Zeus Heykeli:
Zeus Heykeli M.Ö. 450 Yıllarında, adına olimpiyat oyunları düzenlenen tanrıların kralı Zeus için, Olimpiyatlara ismini veren olimpia ‘da yapılmıştır. Zeus heykeli bir tahta iskeletin üzerine altın fil dişi ve metal yerleştirilerek Pertenon’un içinde yapılmıştır. Zeus Heykeli M.Ö. 462 yılındaki yangında yok olana dek oradaydı. Bugün temelleri, birkaç yıkılmış kolon ve enkaz tüm kalıntılarıdır.

Artemis Tapınağı:
Artemis Tapınağı’nın temelleri M.Ö. 7. Yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis’e ifhafen yapılmıştır. Tamamıyla mermerden oluşuyordu. Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan bir yapıdır. Artemis Tapınağı M.Ö.21 Temmuz 356’da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostrutus adında bir yunanlı onu yaktı. Aynı gece büyük İskender doğmuştu.

Rodos Heykeli:
32 Metre yüksekliğinde, demir ve taşla desteklenmiş bronz bir heykeldir. Rodoslular tarafından güneş tanrısı Helios’a armağan edilmiştir. Yapılışından yok oluşuna kadar 56 yıl geçmesine rağmen dünyanın yedi harikasına girmiştir. Bunun sebebi devasa bir heykel olmasındadır. Yapılması 12 yıl sürmüştür ve M.Ö. 282 yılında bitirilmiştir. Rodos Heykeli M.Ö .226’da bir depremde en zayıf noktası olan dizinde kırılarak yok olmuştur.

İskenderiye Feneri:
İskenderiye Feneri, İskenderiye kentinin kıyısında faros adasında yapılmıştır. Şehrin batı kıyında bulunan fener 166 m. yüksekliğindedir. Sadece harikaların değil bu güne kadar yapılmış fenerlerin en yükseğidir. Yapı bir dizi depreme kadar bozulmadan kaldı. Fener’in en gizemli yanı gündüzleri bile güneş ışığını denize yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı bronz aynalardı. Fakat depremler ve doğal şartlar sonucunda çöktü.

Halikarnas Mozolesi:
Halikarnas Mozolesi, Kral Mausollos için karısı ve kız kardeşi tarafından yaptırılan. bir mezardır. Yapımı M.Ö.350 yılında tamamlanmıştır. Süslü su mermerinden yapılmış lahit ve mezar odası podyumun üstündeydi. Sıra sütunlar heykellerle süslenmiş piramit çatıyı destekliyordu. Toplam yüksekliği 45 m. İdi.16 yüzyıl boyunca Halikarnas Mozolesi iyi bir durumda korundu.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Seren Karaseyfioğlu

Konuyla ilgili aramalar: Dünyanın 7 Harikası slayt

--> COĞRAFYA SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Dünyanın Yedi Harikası Adlı Sunumu İndir

11 Aralık 2010 Cumartesi

Yüzde Problemleri Ve Çözümleri

Yüzde Problemleri Ve Çözümleri

Sunudan kısa bir kesit;

MATEMATİK:
Matematik fiziksel sistemlerden farklı olarak zihinsel bir sistemdir. Akıl yoluyla oluşturulur. Matematik bazı sembolleri kullanan bir dildir. İnsanda mantıklı düşünmeyi sağlar. Bilimde kullanıldığı gibi günlük yaşantımızda da kullanılır.

GÜNLÜK YAŞAMDA MATEMATİK:
Yaşamda kullandığımız alanlar;

*Matematik daha iyi gemilerin lokomotiflerin, otomobillerin ve sonunda da uçakların tasarımı için kullanıldı. Ay’a roket gönderilmesinde de matematikten yararlanıldı.
*İşletme yöneticileri her zaman işlerinin nasıl gittiğini bilmek isterler. İşteki gelişmeyi göstermenin en basit yolu bir grafik çizmektir. Bu grafikler bir şirketin bir yıllık kazançlarını göstermektedir. Matematikte, iş yaşamında başka türlü bilgilerden de yararlanılmaktadır.
*Yani matematik Dünyayı anlatmamızda ve yaşadığımız çevreyi geliştirmede başvurduğumuz bir yardımcıdır.

YÜZDE NEDİR? YÜZDENİN KULLANILDIĞI YERLER NELERDİR;
*Yüzdeler kesirleri yazmanın bir başka yoludur. “yüzde” sözcüğü “100 eşit parçaya bölünen bir büyüklüğün o sayı kadarlık parçası” anlamına gelir. Yüzde işareti olan “%” 100 sayısının rakamlarından oluşur.
*Bir mağaza her şeyde %20 indirim yapacağını ilan ettiğinde, bütün fiyatlarında beşte birlik bir düşüş olacak demektir.
*Yüzdeler, çoğunlukla fiyat indirimleri gibi değer değişimlerini ifade etmek için kullanılır. Hayat pahalılığındaki, yani geçim giderlerindeki artışları anlatmak için de yüzdelerden yararlanılır.

ÖRNEK:
1-)Bir malın 1/3 ü %25, geri kalanı da %30 kârla satılıyor. Eğer malın tamamı %35 kârla satılsaydı, 200000 lira daha fazla kâr edilmiş olacaktı. Bu malın mal oluş fiyatı kaç liradır?

çözüm: malın tamamını x düşünürsek;
x . 125 + 2x . 130 = x . 135 –200000
3 100 3 100 100

125x+260x - 135x =-200000
300 100
(3)
385x-405x = -200000
300
-20x = -600000
x = 3000000 lira olur.


>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Sunuda Geçen Konular: yüzde örnek problemleri ve çözümleri , sunum , ppt

--> MATEMATİK SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Yüzde Problemleri Ve Çözümleri Adlı Sunumu İndir

Düzlemdeki Doğrular

DÜZLEMDEKİ DOĞRULAR - Açılar

Sunudan kısa bir kesit;

DOĞRULARIN BİRBİRLERİNE GÖRE DÜRUMLARI

Paralel doğrular: Elimizde iki doğru olsun bu doğruları, birbirini kesmeyecek şekilde tutarsak paralel doğru olarak adlandırıyoruz.

Örneğin; kalorifer petekleri birbirini hiç kesmez.Diğer bir örnek sınıf tahtamızın uzun kenarları birbirini hiçbir zaman kesmez.

Kesişen Doğrular: Eğer doğrular yukarıdaki gibi paralel değilse kesinlikle kesişiyor demektir.
Bazen doğrular kesişmiyor gibi durabilir fakat doğruların uçlarını uzattığımızda kesişiyorlarsa bu doğrulara kesişen doğrular denir.

Örneğin; “M” harfini düşünürsek M harfindeki her doğru (doğru olarak kabul edersek) birbirini keser.

Dik doğrular: Dik doğrular da aslında kesişen doğrulara dahildir.
Sonuçta doğrular ya paraleldir, ya da kesişir.
Eğer iki doğru birbiri ile 90 derece açı yapacak şekilde kesişiyorsa, bu tür doğrulara dik kesişen doğrular denir.

Örneğin; tahtamızın bir uzun ve bir kısa kenarı dik olarak kesişir.

AÇILAR:
AÇI : Aynı doğru üzerinde olmayan, başlangıç noktaları ortak olan iki ışının birleşim kümesine Açı denir. Açıyı oluşturan iki ışının kesişim kümesine AÇININ KÖŞESİ, bu ışınlara ise AÇININ KENARLARI denir. Açı ölçüsü DERECEDİR.  Açıların ölçüsünü bulmak için AÇI ÖLÇER veya İLETKİ kullanılır.

ÖZEL AÇILAR:
1) Dar Açı: Ölçüsü 0º `den büyük ve 90º`den küçük açılara Dar açı denir.
2) Dik Açı: Ölçüsü 90º olan açıya Dik Açı denir. 
3) Geniş Açı: Ölçüsü 90º`den büyük 180º`den küçük olan açıya Geniş Açı demir. 
4) Doğru Açı: Ölçüsü 180º olan açıya Doğru Açı denir. 
5) Tam Açı: Ölçüsü 360º olan açıya Tam Açı denir. 
6) Tümler Açı: İki açının ölçüleri toplamı  90º  olan açıya Tümler Açı denir. 
7) Bütünler Açı: İki açının ölçüleri toplamı 180º  ise bu açılara Bütünler Açı denir. 

Bir Noktada Kesişen İki Doğrunun Oluşturduğu Açılar:
a) Komşu Açılar: Başlangıç noktaları aynı iki veya daha fazla açıya Komşu Açılar denir.
b) Komşu Tümler Açılar: Başlangıç noktaları aynı, ölçüleri toplamı 90º olan iki farklı açıya Komşu Tümler Açılar  denir.
c) Komşu Bütünler Açılar: Başlangıç noktaları aynı, ölçüleri toplamı 180º  olan açıya Komşu Bütünler Açılar denir.
d) Ters Açılar: Köşeleri ortak ve kenarları birbirine zıt ışınları olan iki açıya Ters Açı denir. Ters açıların ölçüleri birbirine eşittir.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: AHMET ORKUN IRMAK

Sunuda Geçen Konular: Paralel İki Doğrunun Bir Kesenle Yaptığı Açılar , AÇILARDA KURALLAR , ÇATI KURALI , M KURALI , H KURALI , Z (ZİK ZAK) KURALI , ppt

--> MATEMATİK SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Düzlemdeki Doğrular Adlı Sunumu İndir

Doğal Sayılar

Doğal Sayılar Sunu

Sunudan kısa bir kesit;

DOĞAL SAYILAR:

KONULAR:
1.Doğal Sayılar Kümesi ve Onluk Sayma Sistemi
2.Üslü Doğal Sayılar
3.Doğal Sayılar Kümesinde Toplama
4.Doğal Sayılarda Çarpma
5.Doğal Sayılarda Bölme

DOĞAL SAYILAR KÜMESİ:
Bir kümenin eleman sayısı ve gösterimi;
A :( ) kümesinin elaman sayısı, s( A )=0
B: ( 1,2.3) kümesinin eleman sayısı; s( B ) =3
Bu düşünce ile elde edilen 0,1,2,3,...n....sayılardan her birine “doğal sayılar” kümesi denir. “N” ile gösterilir.
N: ( 0,1,2,3,4......n...... )

Doğal Sayılarda sıralama:
“<“ işareti küçüktür ; “>” işareti büyüktür anlamına gelir.
“<“ yada “>”işaretlerine sıralama sembolü denir.
Doğal sayılar küçükten büyüğe
0 <1<2<3<4<5<6<...... biçiminde sıralanır. Böyle art arda gelen doğal sayılara ardışık doğal sayılar denir. Sayı içinde rakamların yazı oldukları yerlere basamak denir. İki rakamlı bir sayıda birliklerin yazıldığı yere , birler basamağı; onlukların yazıldığı yere de onlar basamağı denir. Rakamların Basamak ve Sayı Değerleri: Rakamların sayı içinde bulundukları basamağa göre gösterdikleri değere basamak değeri denir. Rakamların sayı içinde bulundukları basamağa bağlı olmadan gösterdikleri değere , sayı değeri denir. basamak değeri sayı değeri 2 3 4 5 2345 5 x 1 =5 5 4 x 10=40 4 3 x 100=300 3 2 x 1000=2000 2 >>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Sunuda Geçen Konular: Onluk Sayma Sistemi , Sayı Doğrusu ve Arada Olma , Basamaklar ve Bölükler , ÜSLÜ DOĞAL SAYILAR , Üslü Sayılarda Sıralama , Sayıların Çözümlenmesi , DOĞAL SAYILAR KÜMESİNDE TOPLAMA VE ÖZELLİKLERİ , Toplama işleminin Özellikleri , DOĞAL SAYILARDA ÇARPMA , Basamaklarda sıfır bulunan sayıların çarpılması , Doğal sayıları 10,100,1000 ile çarpma işlemi , Çarpma işleminin özellikleri , Doğal sayıları 10,100,1000 ile çarpma işlemi , DOĞAL SAYILARDA BÖLME , Doğal sayıların 10,100,1000 ile bölünmesi , Bölme işleminde 1 ve 0 sayısı , ASAL SAYILAR , BÖLÜNEBİLME KURALLARI , DOĞAL SAYILARI ASAL ÇARPANLARINA AYIRMA , EN BÜYÜK ORTAK BÖLEN(ebob) , KESİRLERDE ÇARPMA İŞLEMİ , EN KÜÇÜK ORTAK KAT(ekok) , ÇARPANLARA AYIRMA , ARALARINDA ASAL SAYILAR , ebob - ekok , Bir Doğal Sayıyı Kesir Sayısı Olarak Yazma , Bileşik Kesir Sayısı ile Tam Sayılı Kesir Sayılarını Birbirine Çıkarma , Bileşik kesir sayısını tamsayılı kesir sayısına çevirme , KESİRLER ARASINDAKİ İLİŞKİLER , Kesir Sayılarını Karşılaştırma , KESİRLERDE TOPLAMA İŞLEMİ , KESİRLERDE ÇIKARMA İŞLEMİ , Kesir Birimi , KESİR VE KESİR ÇEŞİTLERİ , KESİRLERDE BÖLME İŞLEMİ , nokta , doğru , düzlem , uzay , DOĞRU PARÇASI NEDİR? , AÇI NEDİR? , Doğal sayılarda sıralama , AÇI ÇEŞİTLERİ , ÜÇGEN , ÜÇGEN ÇEŞİTLERİ , eşkenar üçgen , ikizkenar üçgen , Çeşitkenar Üçgen , slideshow , Açılarına Göre Üçgen Çeşitleri , Dar Açılı Üçgen , Dik Açılı Üçgen , Geniş Açılı Üçgen , ÖLÇÜLER , UZUNLUK ÖLÇÜLERİ , ÖLÇEK NEDİR? , PLAN NEDİR? , ORANTI ÇEŞİTLERİ , ters orantı , doğru orantı , ZAMAN ÖLÇÜLERİ , AĞIRLIK ÖLÇÜLERİ , ppt

--> MATEMATİK SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Doğal Sayılar Adlı Sunumu İndir

Denklemler - Matematik

Denklemler Slayt

Sunudan kısa bir kesit;

Denklem Nedir?
Bilinmeyenin bazı değerleri için doğru olan eşitliklere, denklem denir.

‘Denklemin Çözümü’ ne demek?
Denklemi sağlayan değerlere, o denklemin çözümü denir.

‘a’ ‘0’ eşit olmamak üzere ax+b=0 şeklindeki ifadelere 1. dereceden 1 bilinmeyenli denklemler denir.


Eşitliğin her iki tarafına sayı eklenebilir veya çıkarıla bilir.

Eşitliğin her iki tarafı 0’dan farklı bir sayı ile çarpıla bilir.

Eşitliğin her iki tarafı 0’dan farklı bir sayı ile bölüne bilir.

Eşitliğin herhangi bir terimi eşitliğin diğer tarafına işaret değiştirerek geçirile bilir.

Örnek:
x+3=-x+7 işleminin çözümünü inceleyiniz.
2x = 4
x = 2

1. Soru:
Bir baba ile kızının yaşları toplamı 40'tır. Babanın yaşı kızının yaşının 7 katından 8 eksik olduğuna göre her biri kaç yaşındadır?

1. Çözüm:
Kızın yaşı x olsun. Buna göre,babanın yaşı 7x – 8 olur. İkisinin yaşları toplamı 40 olduğu için;

x + 7x – 8 = 40
8x = 40 + 8
8x = 48
x = 6 (Kızın yaşı)

7x – 8 =7 . 6 – 8 
=34 (Babanın yaşı)


>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Fehime Kübra ÖNER

Konuyla ilgili aramalar: denklemler slideshow , ppt

--> MATEMATİK SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Denklemler Adlı Sunumu İndir

10 Aralık 2010 Cuma

Hücre ve Hücrenin Yapısı

Hücre Sunusu

Sunudan kısa bir kesit;

HÜCRE :
İlk defa İngiliz fizikçi Robert HOOKE ,1665’te kendi yaptığı basit bir mikroskop ile şişe mantarından aldığı kesiti incelemiş ve boş odacıklar görmüştür.
Gördüğü bu odacıklara “Hücre” anlamına gelen “ Cellula” ismini vermiştir.

HÜCRE TEORİSİ :
Bütün canlılar hücrelerden meydana gelmiştir.
Hücreler canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel birimidir.
Bağımsız oldukları halde birlikte iş görürler.
Hücreler kendinden önceki hücrelerin bölünmesi ile oluşurlar.
Canlıların kalıtım maddeleri hücrelerde bulunur.
Canlı türlerinde bulunan ve bir türün çeşitli dokularında bulunan hücreler, şekil ve büyüklük bakımından farklılık gösterir.

Ökaryot bir hücrede dıştan içe doğru :
Hücre zarı
Sitoplazma
Çekirdek
Olmak üzere başlıca üç kısım incelenir.

Hücre zarının yapısal özellikleri :
Hücre zarı : %60 protein,%35 yağ ve %5 oranında da karbonhidrat içerir.
Çok ince olmasından dolayı ancak elekron mikroskopu ile görülen, seçici geçirgen ve canlı bir yapıya sahiptir.

Ancak elektron mikroskobu ile görünür.
Canlıdır.
Esnektir saydam ve incedir.
Akışkandır.
Kalınlığı sabittir değişmez.
Üzerinde porlar bulunur.
Seçici geçirgendir.
Hücreyi çepeçevre sararak dağılmaktan korur.
Dokularda hücrelerin birbirini tanımasını sağlar.
Hücre içerisine giren ve çıkan maddeleri kontrol eder.
Hücreyi dış ortamdan ayırır.
Hücreye şekil verir.
Hücreyi dış etkilerden korur.

Akıcı mozaik zar modeli:
Bu modelde hücre zarı iki sıra yağ tabakasıyla bu tabakalara gömülmüş proteinlerden oluşur.
Zardaki protein ve yağ molekülleri hareket halinde oldukları için buna “Akıcı mozaik zar modeli“ denir.
Ayrıca üzerinde madde giriş çıkışına izin veren delikler ( por ) bulunur.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Hayrettin KIZIL

Sunuda geçen diğer konular: hücrenin yapısı , HÜCRE ÇEPERİ , SİTOPLAZMA , RİBOZOM NEDİR , SENTROZOM (SENTRİOLLER) , ENDOPLAZMİK RETİKULUM , GOLGİ AYGITI , Golgi aygıtının birinci görevi nedir , LİZOZOM , hücrenin elemanları , KOFULUN GÖREVİ NEDİR , Besin kofulu , Kontraktil (vurgan) koful , PLASTİDLER , Kloroplast , Kromoplast , Lökoplast , MİTOKONDRİ NEDİR , ÇEKİRDEK , Hücrede madde alış verişi , Pasif taşıma , Aktif taşıma , DİFÜZYON NEDİR? , EKZOSİTOZUN ÖZELLİKLERİ , ENDOSİTOZUN ÖZELLİKLERİ , TURGOR BASINCI , ENDOSİTOZ VE EKZOSİTOZ , OSMATİK BASINÇ

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Hücre Adlı Sunumu İndir

Bitkilerde Üreme

Bitkilerde Üreme Sunusu

Sunudan kısa bir kesit;

Bitkiler çiçekli bitkiler (tohumlu bitkiler ) ve çiçeksiz bitkiler (tohumsuz bitkiler ) olmak üzere ikiye ayrılır.

Çiçeksiz bitkiler sporla çiçekli bitkiler tohumla ürer.

Çiçeksiz bitkilerin genelikle yapraklarının alt dallarında bulunan spor keselerinin içinde sporlar üretilir.Üreme organı olan çiçek yoktur.

ÇİÇEKSİZ BİTKİ ÖRNEKLERİ: Karayosunu, Eğrelti otu, At kuyruğu

ÇİÇEKLİ BİTKİLERDE EŞEYLİ ÜREME:
Çiçekli bitkiler eşeyli ürer ve tohum oluşturur.
Çiçekli bir bitkinin temel kısımları :
1.kök
2.gövde
3.Yaprak
4.çiçektir.
Çiçek çiçekli bitkilerin üreme organıdır.Çiçek erkek ve dişi üreme hücrelerini oluşturacak olan erkek ve dişi üreme organlarını taşır.

Tam Çiçek: Bazı bitkilerde erkek ve dişi üreme organlarının her ikisi de bulunur. Bu çiçeklere tam çiçek denir. Örn:Zambak ,gül
Eksik Çiçek: Bazı çiçeklerde ise üreme organlarından sadece biri bulunur. Bu çiçeklere eksik çiçek denir.
Örn:Ceviz, fındık
Eksik çiçek sadece erkek organ taşıyorsa erkek çiçek sadece dişi organ taşıyorsa dişi çiçek adını alır.

TOZLAŞMA: Polenlerin böcekler, kuşlar, rüzgar,su yağmur gibi faktörlerle Dişicik tepesine taşınmasına tozlaşma denir.

POLENLERİN TAŞINMASINI SAĞLAYAN FAKTÖRLER:

Tozlaşmada böcekler tohumlarla beslenen kuşlar, diğer hayvanlar, insanlar, rüzgar ,su ve yağmur etkilidir

Böceklerle tozlaşma:

Arılar, kelebekler, güvelerle bal özü toplamak için çiçeğe gelir.Bu sırada bazı polenler hayvanların vücuduna yapışarak diğer çiçeklere taşınır.Bu çiçekler böcekleri kendilerine çekebilmek için parlak renkli ve hoş kokulur.Bol miktarda bal özü üretir.

Rüzgarla tozlaşma:

Çam ,söğüt, mısır gibi bitkiler rüzgar yardımıyla tozlaşır.Rüzgar yardımıyla tozlaşan bitkilerin polenleri hafif olduğundan havada asılı kalabilir.Polenlerin bir kısmı etrafa dağılacağı için rüzgarla tozlaşan bitkiler çok sayıda polen üreterek tozlaşma şansını artırır.

MEYVE OLUŞUMU:
Bazı bitkilerde tohumun dış kısmında etli sulu bir bölüm gelişir. Bu bölüme meyve denir.

Gerçek Meyve:
Sadece yumurtalığın gelişmesiyle oluşan meyvelere gerçek meyve denir. Örn:erik, kiraz

Yalancı Meyve:
Çiçek tablasıyla birlikte yumurtalığın gelişmesinden oluşan meyvelere yalancı meyve denir. Örn:Elma, armut

Oluş şekillerine göre basit ve bileşik meyve olmak üzere iki çeşittir.
Basit meyve sadece bir tane dişi organdan taşıyan ve bir yumurtalığın gelişmesiyle oluşan meyvelerdir. Örneğin:Erik

Bileşik meyveler birden fazla dişi organ taşıyan ve birden fazla yumurtalığın gelişmesiyle oluşan g meyvelerdir. Örneğin:Dut, çilek, böğürtlen

Meyveler çeşitli yollarla yayılır;
1- Çengelli meyveler hayvanların tüylerine takılarak yayılır.
2- Kuru, tüylü, kanatlı meyveler rüzgarla uzak mesafelere taşınır.
3- Etli ve sulu meyveler hayvanlar tarafından besin olarak kullanılır.Ancak tohum kabuğu sindirim kanalında parçalanmaz ve dışkıyla dışarı atılır.Böylece tohumlar hayvanlar sayesinde uzun mesafelere taşınmış olur.
5-Bazı hayvanlar tohumları sonra yemek üzere saklarlar, bu tohumlar uygun ortam bulunca çimlenirler.

ÇİMLENME:
Hayvanlarda olduğu gibi bitkilerde de bir yaşam döngüsü vardır.Bu yaşam döngüsünde bitki büyür, gelişir, çiçek açar, tozlaşma ve döllenmeden sonra tohum ve meyve oluşturur.
Çimlenme:Tohumdaki embriyonun uygun şartlarda büyüyüp gelişerek ergin bitkiyi oluşturmasına çimlenme denir.
Çimlenme için gerekli şartlar:
1-Nem(su)
2-Sıcaklık
3-Oksijen

Çimlenme sırasında embriyo çeneklerdeki besini kullanır.Fotosentez ilk yaprakların çıkıp çimlenmenin tamamlanmasına kadar yapılmaz. Bu yüzden çimlenme sırasında
1-Karbondioksit
2-Güneş ışığı
3- Toprak gerekmez.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Bilinmiyor

Sunuda geçen diğer konular: bitkilerde üreme

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Bitkilerde Üreme Adlı Sunumu İndir

Biyolojik Çeşitlilik

Biyolojik Çeşitlilik Sunusu

Sunudan kısa bir kesit;

EKOSİSTEM ÇEŞİTLİLİĞİ
BİYOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN ÖNEMİ
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN YOK OLMA NEDENLERİ
BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİNİN ÖNEMİ
HAYVAN ÇEŞİTLİLİĞİNİN ÖNEMİ
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SÖZLEŞMESİ

Biyolojik Çeşitlilik Nedir ?
Biyolojik çeşitlilik, canlıların farklılığını ve değişkenliğini, içinde bulundukları karmaşık ekolojik yapılarla, birbirleriyle ve çevreleriyle karşılıklı etkileşimlerini ifade etmektedir. "Biyolojik çeşitlilik" kavramı ilk kez Eliot Korse ve arkadaşları tarafından ortaya atılmış olup, çeşitlilik üç aşamada tanımlanmıştır; genetik çeşitlilik, tür çeşitliliği ve ekosistem çeşitliliği.

"Genetik Çeşitlilik" bir tür içindeki çeşitliliği ifade etmektedir. Belli bir tür, popülasyon, varyete, alttür ya da ırk içindeki gen farklılığıyla ölçülür.

EKOSİSTEM ÇEŞİTLİLİĞİ:
“Ekosistem Çeşitliliği” Bir ekolojik birim olarak karşılıklı etkileşim içinde olan organizmalar topluluğu ile fiziksel çevrelerinin oluşturduğu bütünle ilgilidir. Ekosistem; kendisini topluluk düzeyinden ayıranken dileri cansız olan fakat canlı topluluklarının oluşumunu, yapısını ve karşılıklı etkileşimlerini etkileyen yangın, iklim ve besin döngüsü gibi faktörleri de içerir.

BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN ÖNEMİ:
İnsanoğlunun günümüzde ve gelecekte biyolojik çeşitliliğe olan gereksinimi kaçınılmazdır. Çünkü insanlar barınma, giyinme, ilaç ve beslenme gibi çeşitli kullanım amaçları olan bitkiler ve bu bitkilerden beslenen hayvanlar sayesinde yaşamlarını sürdürmektedir. İnsanoğlunun parçası olduğu ve varlığını sürdürebilmesi için temel desteği sağlayan ekosistemlerle uyumlu ve denge içinde, yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve geliştirilmesi için yani sürdürülebilir kalkınma için, biyolojik çeşitlilik de sürdürülebilir.

Dünya yüzeyinin sadece %3'ünü oluşturan tarım alanları erozyon, yoğun kentleşme ,endüstrileşme, tuzlaşma gibi giderek problemlere paralel olarak hızla azalmakta olduğundan dünya tarımı ve dolayısıyla insanların beslenmesi çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Ayrıca, dünyada birçok bitkisel madde yapay olarak elde edilmiş (sentetik lif, sentetik kauçuk vb.) olmasına karşın, dünyadaki insanların üçte birinin beslenmesi için gerekli olan çeltik, buğday, mısır ve patates gibi bitkisel besin maddeleri sentetik olarak elde edilememiştir.

Klasik ve modern ıslah yöntemleri kullanılarak, yeni çeşitlerin geliştirilmesiyle tarımsal üretimin arttırılması çalışmaları hızla devam etmektedir. Bu amaçla geliştirilen yeni çeşitlerin özelliklerinin iyileştirilmesi için kullanılan yegâne kaynağın "gen kaynakları" olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Gelecekte değişen biyotit ve abiyotik koşullara karşı yeni çeşitlerin geliştirilmesinde kullanılacak olan ve oldukça geniş genetik çeşitliliğe sahip gen depolarının yabani veya ilkel çeşitler olarak da adlandırılan gen kaynakları olduğu kesinlikle unutulmamalıdır.

Günümüzde insanlığın ortak sorunlarından birisi de biyolojik çeşitliliğin korunmasıdır. Biyolojik çeşitlilik, sadece doğal kaynakların bozulmasından değil, sosyal ve ekonomik şartlar neticesinde belirli insan faaliyetleri yüzünden gün geçtikçe daha fazla oranda tahrip ve hatta yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.Bu stratejik kaynakların herhangi bir parçasının yok olması bütün dünya milletleri yoksullaşmaya yol açacaktır. Bu nedenle biyolojik çeşitlilik, dünya mirasının istisnai öneme sahip bir parçasıdır.Yeryüzünün yeri doldurulamaz bir parçası olan; bilim, kültür ve ekonomik açıdan giderek değerleri artan canlı türleri özellikle ticaret ve kaçakçılık nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır…

Biyolojik çeşitliliği ve dolayısıyla insanlığın geleceğini tahrip eden insanoğlu için belki de en acı olanı, çevreyi güzelleştirmek, orman alanları yaratmak, çevre dostu olmak adına genetik çeşitlilik ve ekolojik çeşitliliği içeren biyolojik zenginliklerin yok edilmesidir. Biyolojik çeşitlilik açısından önem taşıyan alanlarda arazide dikkate bile almadığımız bir ot, o alana diktiğimiz binlerce fidandan çok daha değerlidir. O halde biyolojik çeşitliliğin korunması için önem arz eden alanların koruma altına alınması tahribi önlediği gibi insanlığın geleceğini de muhafaza altına alacaktır.

BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN YOK OLMA NEDENLERİ:
Biyolojik çeşitliliğin giderek yok olması, genetik çeşitliliğin de yok olması anlamına gelmekte olup, bu durumda genetik çeşitliliğe sahip olmayan canlı türleri, değişen çevre koşullarına ayak uyduramayıp tükeneceklerdir. Bu olaya “genetik kaynak erozyonu” adı da verilmektedir. Önceleri genetik kaynak erozyonunu tetikleyen iklim koşulları iken, günümüzde insan müdahaleleri bunun yerini almıştır.

BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİNİN ÖNEMİ :
Bitkiler havayı temizler, erozyonu önler, toprağa organik madde kazandırır. Tarih boyunca 3000 kadar bitki türünün beslenmede kullanıldığı ve bunların % 30 ‘unun gıda üretiminin çoğunu karşıladığı belirtilmektedir. Geri kalan türlerin de tarım için önemi büyüktür. Bugün Genetik Mühendisliği ve Biyoteknolojideki ilerlemeler sonucu, günümüzde kullanılan çeşitlere yabani akrabalarından gen aktarımı yapılarak zararlı böcek, hastalık, yabancı otlar ve kuraklığa dayanıklı yeni çeşitler elde edilmektedir. Bugün, tarımda kullanılmayan doğada bulunan birçok bitkinin gelecekte tarımda kullanılma potansiyeli vardır.

HAYVAN ÇEŞİTLİLİĞİNİN ÖNEMİ :
İnsanlar, ilk çağlardan günümüze kadar hayvanları avlayarak, evcilleştirerek gıda kaynağı olarak, taşımacılıkta, giyimde ve tıpta kobay amaçlı kullanmışlardır. Yine kültüre alınan hayvanların yabani akrabaları, hayvan ıslahında kullanılmaktadır. Böceklere bakıldığında 1.200.000 böcek türünden, ancak 750 tür kültür bitkilerinde zararlı olmaktadır. Geri kalan türler bizim için faydalı türlerdir. Bunlardan bazıları tarımda zararlı türlerin üzerinde beslenerek bu türlerin savaşımında kullanılmaktadır. Bitkilerin büyük çoğunluğu tozlaşma için böceklere gereksinim duymaktadır. Böcekler, bitkilerin tozlaşmasını sağlayarak bitki yaşamının devamlılığı ve çeşitliliğine olanak vermekte ve ekosistemin devamlılığını sağlamaktadır.

Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi :
1992 BM Rio Zirvesi’nde biyolojik çeşitliliğin mevcut ve gelecek nesillerin yararına korunmasını ve sürdürülebilir şekilde kullanılmasını hedef alan sözleşmedir. 1992 Rio Çevre Zirvesi’nin en somut sonuçlarından birisi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin imzaya açılması olmuştur. 1994 yılında yeterli sayıda ülkenin yasama organlarınca onaylanarak yürürlüğe giren sözleşme, TBMM tarafından Aralık 1996’da kabul edilmiştir. Böylece ülkemiz antlaşmaya taraf olmuştur. Bağlayıcı bir sözleşme olan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi taraflarına bazı yükümlülükler getirmektedir.
Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz:
 Ulusal stratejilerin belirlenmesi, bir eylem plan ve programının oluşturulması.
Biyolojik çeşitliliğin acil olarak korunma gereksinimi olan türlere veya mekanlara öncelik verilerek izlenmesi.
Koruma alanlarının belirlenmesi ve kurulması
Koruma altına alınmayan bölgelerde de doğa ve kaynakların kullanımında sürdürülebilirlik ilkesinin geçerli olması.

Sözleşmenin uygulanması için gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılması.
Halkın biyolojik çeşitliliğin değeri ve önemi konusunda eğitilmesi.
Bu konuda yapılan araştırmaların ve bulguların ülkeler arasında serbestçe paylaşılması
Kalkınmış ülkelerin, biyolojik çeşitliliğin korunabilmesi için kalkınmakta olan ülkelere gerekli parasal ve teknik yardımları sağlamaları.

Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından GEF mali desteğiyle ve ilgili bütün kurum ve kuruluşların yanı sıra çeşitli üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla Türkiye Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planı 2007 yılında hazırlanmış ve 2008 yılında ilgili kurumlara dağıtılmıştır.

>>>Devamı için aşağıdaki adresi kullanarak sunumun tamamını bilgisayarınıza indiriniz.

Yazar: Şule YAVUZ

Sunuda geçen diğer konular: canlı türleri

--> BİYOLOJİ SUNUMLARI SAYFASINA DÖN <--

Biyolojik Çeşitlilik Adlı Sunumu İndir